31 Aralık 2015 Perşembe

En Uzun Günler Neden Aralık Ayındadır?


Eğer Kuzey Yarımkürede yaşıyorsanız, diğer aylara kıyasla Aralık ayında gündüzleri güneş ışıkları en az olacak ve havanın karanlık olduğu saatler en fazla olacaktır. Bunun sebebi, Dünya’nın ekseninin yıl sonunda Güneş’ten uzağa doğru eğilmesidir. Fakat kulağa tamamen mantıksız geldiği üzere Aralık ayında en az güneş ışığı olmasına rağmen, aynı zamanda bütün yılın en uzun günü de yaşanmaktadır. Peki bu nasıl olur?YouTube’daki MinutePhysics kanalının son bölümü bunu açıklıyor.
Bir günün ortalama uzunluğu 86.400 saniye olarak hesaplanmışsa da, aslında her günün -hafif- farklı bir uzunluğu vardır. Bir boylam çizgisinin Güneş’le karşı karşıya gelmesi için baştan sona dönmesi gereken süreyi ölçmeniz gerekir ve Dünya kendi ekseninde döndüğü gibi Güneş etrafında da dolandığından, bir günün uzunluğunu ölçmek için kabaca 361 derecelik bir dönüşe bakmanız gerekir.
Ve sonra işler biraz daha karmaşık bir hale alır. Çünkü Dünya’nın Güneş etrafında izlediği yörünge kusursuz bir çember değildir; elips şeklindedir, yani Güneş’in etrafında dolandıkça zaman zaman ona yaklaşır zaman zaman da Güneş’ten uzaklaşırız. Güneş’e yaklaştığımızda Dünyamız daha hızlı döner ve tersi şekilde de; uzaklaştıkça daha yavaş döner. Dünya’nın sahip olduğu eksen eğimi ve elips şeklindeki yörüngesinin kendine özgü bir birleşimi de; en uzun günün Aralık ayında olmasına sebep olur.
İşte işlerin arapsaçına döndüğü yer tam da burasıdır. Dünya, Güneş’e en yakın olduğu anda, yerçekiminin Dünya’nın dönüşünü etkileme biçiminden kaynaklı, her günün gerçek uzunluğuna aslında 8 saniye eklemeniz gerekir.
Ayrıca Dünya’nın ekseni eğik olduğundan, mevsimler oluşur fakat bu aynı zamanda, eğimin Güneş’e doğru olduğu ya da ondan uzaklaştığı yılın belli tarihlerinde; daha dar boylam dilimlerinin Güneş’e doğrudan yöneldiği anlamına gelir. Bu yüzden Dünya kendi yörüngesinde hareket ettikçe, belirli bir boylam çizgisinin Güneş’in yönünü yakalaması için hafif şekilde daha ileri dönmesi gerekir.

30 Aralık 2015 Çarşamba

Asgari ücret bin 300 lira olarak açıklandı!


Açıklama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapıldı ; asgari ücretin 2016 yılı için net bin 300 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

29 Aralık 2015 Salı

Sur’un Gazi Caddesi’nde sokağa çıkma yasağı sona erdi!


Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Gazi Caddesi’nde bu sabah TSİ 07.00 itibariyle sokağa çıkma yasağı kaldırıldı.
Diyarbakır Valiliği’nin açıklamasında, Sur’un 6 mahallesinde yasağın devam ettiği belirtildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İlçemiz sur içinde bulunan 15 mahallemizin 6’sında (Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş) ve Gazi caddesinde kamu düzeninin sağlanması, bölücü terör örgütü mensuplarınca sokak aralarına oluşturulan barikatların kaldırılması, hendeklerin kapatılması ve kurulan bombalı düzeneklerin imhası çalışmaları esnasında sivil vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini teminat altına alma adına 11 Aralık 2015 Cuma günü saat 16.00 itibari ilan edilen sokağa çıkma yasağı, Gazi caddesi için 30 Aralık 2015 Çarşamba saat 07.00 itibari ile kaldırılmıştır.”
Diyarbakır’ın ticari, tarihi ve turistik kalbi sayılan Sur ilçesinde 2 Aralık günü ilan edilen ateşkese 11 Aralık’ta 17 saatlik ara verilmiş, aranın ardından yeniden uygulamaya konmuştu.

İş yerleri açılamıyor

Sur ilçesi halkından binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken bölgedeki dükkân ve iş yerleri de açılamıyor.
Pazartesi günü Sur’da yaşanan çatışmalarda 5 polis, 4 asker yaralanmıştı.
Diyarbakır’da Aralık ayında tarihinde düzenlenen sokağa çıkma yasaklarına karşı gösterilerinde çıkan olaylarda biri 16 yaşında bir çocuk, üç kişi, geçen hafta çıkan olaylarda da bir uzman çavuş hayatını kaybetti.
Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde de 14 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı devam ediyor.

Sur’un Gazi Caddesi’nde sokağa çıkma yasağı sona erdi!

Türkiye ve S. Arabistan Anlaşmaya vardı!


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adel el Cubeyr, “Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki işbirliğini güçlendirmek amacıyla iki ülke arasında stratejik işbirliği konseyi kurulmasına dair ihtiyaç konusunda uzlaşıldığını” söyledi.
Cubeyr, başkent Riyad’da Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile düzenlediği ortak basın açıklamasında şöyle konuştu:
“Toplantı, iki ülke arasında üst düzey bir stratejik işbirliği konseyi kurulması arzusunu üretti”.
Açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yanındaki heyetin Suudi Arabistan’a ziyareti sırasında gerçekleştirildi.
Cubeyr, konseyin iki ülke arasındaki güvenlik, askeri, ekonomi, ticaret, enerji ve yatırım alanlarındaki ilişkilerine dair işlevi olacağını söyledi.
Anadolu Ajansı’nın haberinde ise şu ifadeler yer aldı:
“Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret vesilesiyle, Al Yamama Sarayı’nda gerçekleşen görüşmede, her iki ülkenin dost, kardeş ve stratejik ortak olduklarına işaretle, bölgenin kritik bir süreçten geçtiği bu dönemde, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın işbirliği içinde hareket etmelerinin önemine vurgu yapıldı.
“Bu çerçevede iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulması konusunda mutabakata varıldı.”

“Alluş’un öldürülmesi barışa hizmet etmiyor”

Aynı basın toplantısında Cubeyr, Suriye’de Beşar Esad yönetimi muhalifi silahlı İslamcı gruplardan İslam Ordusu’nun lideri Zehran Alluş’un geçen hafta bir hava saldırısında öldürülmesini eleştirdi.
erdogan_salman_624x351_ap_nocredit
Alluş, Cuma günü Şam’ın doğusundaki bir dış mahallesinde gerçekleştirilen bir hava saldırısı sonucu ölmüştü.
Cubeyr, “Zehran Alluş’un Suriye’de barışçı bir çözümü savunduğunu ve IŞİD’e karşı savaştığını, o ve onun gibilerinin öldürülmesinin Suriye’deki barış sürecine katkı sunmadığını” söyledi.
Suriye’de faaliyet gösteren 100’den fazla muhalif grup yaklaşık iki hafta önce Riyad’da bir toplantı düzenlemişti.
Heyette Mevlüt Çavuşoğlu dışında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve Maliye Bakanı Naci Ağbal da bulunuyor.
Ziyaret kapsamında Erdoğan, bugün başkent Riyad’da Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud ile bir araya gelmişti.

Ertuğrul 1890’ın hasılatı 1 milyonu aştı


Box Office Türkiye’den derlenen bilgilere göre, 1890 yılında Japon sularında batan Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un hazin hikayesi ile 1985’te 215 Japon vatandaşının İran-Irak savaşından kurtarılmasının çarpıcı öyküsünü kurgusal bir senaryoyla anlatan filmin üç günlük hasılatı 1 milyon 97 bin liraya ulaştı.
Oyuncu kadrosunda, Kenan Ece, Alican Yücesoy, Uğur Polat, Mehmet Özgür, Tamer Levent, Melis Babadağ, Murat Serezli, Deniz Oral, Hakkı Haluk Cömert, Cem Cücenoğlu, Erkan Pekbay, Mert Aygün ve Alper Düzen ile Japon sinemasından Seiyo Uchino, Shioli Kutsuna, Naoto Takenaka, Yui Natsukawa, Toshiyuki Nagashima, Takashi Sasano, Yukiyoshi Ozawa’nın yer aldığı film 5 Aralık’ta Japonya’da gösterime girdi.
Dünya sinema tarihinin ilk Türk-Japon ortak yapımı olan filmin yönetmenliğini Mitsutoshi Tanaka, görüntü yönetmenliğini Tetsuo Nagata, sanat yönetmenliğini Hakan Yarkın ve Hidefumi Hanatani üstlendi.
Filmin senaryosu Eriko Komatsu tarafından kaleme alınırken, senaryo ve tarih danışmanlığı Prof. Dr. İskender Pala tarafından yapıldı. Filmin çekimleri, Japonya ve Türkiye’de 4,5 ayda tamamlandı.

Game of Thrones ‘korsanda’ birinci sırada!


İlk sezonundan beri hem izlenme oranlarında hem de indirme oranlarında her geçen yıl popülerliğini artıran Game of Thrones, 2015’in de korsan şampiyonu oldu.
GAME OF THRONES’TA SKANDAL!
TorrentFreak’in verilerine göre Game of Thrones 2015 yılı boyunca, BitTorrent yoluyla yaklaşık 14,4 milyon kez indirildi. Dört yıl üst üste en çok indirilen dizi olmayı başaran Game of Thrones, geçtiğimiz yıl 8 milyon kez indirilmişti. En büyük rakibi yine geçtiğimiz yılki gibi The Walking Dead oldu ve popüler dizi 6,9 milyon kez korsan olarak indirildi. Üçüncü sırada ise 4,4 milyon kez indirilen The Big Bang Theory yer aldı.
GAME OF THRONES’UN ARDINDA BIRAKTIĞI 32 SORU!

27 Aralık 2015 Pazar

Pentagon Rusya’ya rest çekti!

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Michelle Baldanza, Rusya ile DAEŞ'le mücadelede alanında işbirliği yapmayı planlamadıklarını söyledi. Yetkili, Moskova'nın Suriye lideri Beşar Esed konusundaki tutumu değişinceye istihbarat değişimi yapmayacaklarını vurguladı.


Rusya Genelkurmay Başkanlığı yetkilisi Korgeneral Sergey Rudskoy, dün düzenlediği basın toplantısında, Rusya’nın ABD ile DAEŞ militanlarının konumlarıyla ilgili istihbarat değişimine hazır olduğunu ve Washington’dan da aynısını beklediklerini söylemişti. Sputnik’e verdiği demeçte Rudskoy’un sözlerini değerlendiren Baldanza ise “Rusya, (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esed’ı destekleme stratejisini değiştirinceye ve bunun yerine DAEŞ’e odaklanıncaya kadar Rusya ile işbirliği yapmayacağız” dedi.
RUSYA ÇOK KATMANLI İSTİHBARAT SİSTEMİ KURDU
Rudskoy, Suriye’de militanların yerlerini belirlemek için çok katmanlı bir istihbarat sistemi kurduklarını belirtmişti. Suriye’deki terörist mevzilerinin koordinatları konusunda Suriye ordusundan ve vatansever muhalif güçlerden düzenli olarak bilgi aldıklarını kaydeden Rus yetkili, bu alanda ABD ile işbirliğine hazır olduklarını da kaydetmişti.
RUSYA 30 EYLÜL’DEN BU YANA SURİYE’DE İŞBİRLİĞİ İÇİN ÇALIŞIYOR
Rusya, Suriye’de operasyonlara başladığı 30 Eylül 2015’ten bu yana ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon ile IŞİD’e yönelik istihbarat değişimi yapılmasını öneriyor. Ancak Washington, Rusya Devlet Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nın aylardır devam eden çabalarına rağmen Suriye’de Rusya ile işbirliğine yeşil ışık yakmıyor.




Osmaniye’de Roma dönemine ait eserler bulundu!


Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen, hayvan motifli mozaik kalıntıları bulundu. Alınan bilgiye göre, bir inşaat firması yetkilileri, Dere Mahallesi’nde 3. derece rest alanı içerisinde yer alan arazilerinde inşaat yapıp yapamayacaklarının tespiti amacıyla Osmaniye Müze Müdürlüğü’ne başvurdu. Başvuru üzerine arazide sondaj başlatan müze müdürlüğü ekipleri, çalışma sırasında kaplan, boğa, geyik ve aslan gibi hayvan motifli taban mozaik, hamama ait olduğu düşünülen parçalar ile sütun parçaları ve yer altı şebekesi maksadıyla kullanılan pişmiş topraktan borular buldu. Osmaniye Müze Müdürlüğü ekipleri tarafından bölgede kazı çalışması başlatılacağı öğrenildi.
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen, hayvan motifli mozaik kalıntıları bulundu. Alınan bilgiye göre, bir inşaat firması yetkilileri, Dere Mahallesi’nde 3. derece alanı içerisinde yer alan arazilerinde inşaat yapıp yapamayacaklarının tespiti Osmaniye Müze Müdürlüğü’ne başvurdu. Başvuru üzerine arazide sondaj başlatan müze müdürlüğü ekipleri, çalışma sırasında kaplan, boğa, geyik ve aslan gibi hayvan motifli taban mozaik, hamama ait olduğu düşünülen parçalar ile sütun parçaları ve yer altı şebekesi kullanılan pişmiş topraktan borular buldu. Osmaniye Müze Müdürlüğü ekipleri tarafından bölgede kazı çalışması başlatılacağı öğrenildi.

http://internet-haberler.com/osmaniyede-roma-donemine-ait-eserler-bulundu/
Osmaniye’de Roma dönemine ait eserler bulundu!

26 Aralık 2015 Cumartesi

Bir Kara Delik Ne Kadar Büyüyebilir?


Galaksilerin merkezindeki kara delikler Güneş kütlesinin 50 milyar katı kadar kütleyi içerebilir. Bu miktar bir kara deliğin bu varlığını ışıma ile gaz diski oluşturacak şekilde kaybetmeye başlamasının limiti olarak sayılıyor.
University of Leicester’da yapılan bir araştırmanın sonucu olan bu açıklama, Monthly Notices of the Royal Astronomical Society’de ‘How Big Can a Black Hole Grow?’ (Bir Kara Delik Ne Kadar Büyüyebilir?) başlığı ile yayımlanan bir makale ile sunuldu. Araştırmayı yürüten aynı üniversiteden Fizik ve Astronomi Profesörü Andrew King, gaz diski ile çevreleri sarılmış ve galaksilerin merkezlerinde bulunan süper kütleli kara delikleri inceliyor.
Bu disklerdeki gazlar da enerji kaybederek kara delikleri beslemek üzere içlerine girebilecek gibi görünse de, tamamen kararsız oldukları düşünülüyor ve yakın yıldızlara doğru kaçmaya; yıldızların bünyesine dahil olmaya çok meyilliler.
Profesör King ise bir kara deliğin kendi yörüngesini oluşturacak bir gaz diskinin oluşmasına sebep olmadan ne kadar büyüyebileceğini hesaplamaya çalıştı ve sonucun 50 milyar güneş kütlesine yakın bir sayı olduğunu tespit etti.
Araştırma gösteriyor ki, eğer disk oluşmazsa kara delikler büyümeyi durduruyor. Bu da 50 milyar güneş kütlesinin bir nevi kütlesel üst limit olduğu anlamına geliyor. Tam da bu andan itibaren bir büyüme olması için bir yıldızın direkt olarak kara deliğin içine girmesi veya mevcut kara delik ile birleşecek ikinci bir kara deliği oluşturması gerekiyor.
King’in bu konudaki açıklaması şöyle: “Keşfin önemi şu ki; gökbilimciler bu maksimum kütle limitine sahip kara delikleri, içlerine düşmekte olan gaz disklerinden yayılan dev boyutlardaki radyasyonu gözlemleyerek keşfetmişlerdi. Kütlesel limit; limitten çok yüksek kütlelere sahip olan kara deliklerin çevrelerinde görülebilir gaz diskleri bulunamayacağından aynı şekilde gözlenemeyecekleri anlamına geliyor.”
Prensipte ise daha büyük kara delikler ve kara delik kütleleri mümkün — örneğin maksimum kütle sınırına yakın bir kara delik herhangi bir büyük kara delikle birleştiği anda bu limitten çok daha büyük kütlelere sahip kara delikler oluşabilir –. Ancak bu bileşkeden hiç ışık çıkmayacak ve hatta ışık (radyasyon kastediliyor) yayabilecek bir gaz diski de oluşamayacağından gözlemlenemeyecektir.
Ne var ki bu durum da, çok büyük kara delikleri keşfedemeyeceğimiz veya hissedemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Çok yakınlarından geçmekte olan ışık ışınları büküleceğinden ve hatta belki yakın gelecekte birleşik alan teorileri ile birlikte keşfedeceğimiz kütleçekim dalgaları büküleceğinden daha büyük kara deliklerin de keşfedilmesi son derece mümkün.
İnternet Haber,İnternet haberleri,internet haberler
http://internet-haberler.com/ulkemize-siber-saldirinin-10-gunun-ozeti/

THY uçağı Rusyaya acil iniş yaptı


Rus haber ajansı Interfax’ın havaalanını yetkilisine dayandırarak verdiği haberde “İstanbul’dan havalanan uçak Bişkek -Ulan Bator seferi sırasında olumsuz hava koşulları nedeni ile Ulan Bator havaalanı yerine İrkutsk havaalanına inmek zorunda kaldı” denildi.
Haber ajansına açıklamada bulunan yetkili, uçağın yakıt ikmali yaptığını ve 150 yolcusu olan uçaktan kimsenin inmeyerek uçakta beklediğini ve uçağın tekrar havalanması için beklediğini belirtti.
Daha önce yapılan açıklamada İstanbul’dan havalanan THY342 sefer sayılı Boeing 737-900 tipi uçağın teknik arıza nedeni ile İrkutsk havaalanına indiği belirtilmişti. Flightradar24’e göre uçak kısa bir süre önce İrkutsk havaalanından havalandı.

İnternet Haber,İnternet haberleri,internet haberler
http://internet-haberler.com/thy-ucagi-rusyaya-acil-inis-yapti/

Ülkemize Siber Saldırının 10 günün özeti!


Türkiye 10 gündür sürekli bir siber saldırı ile karşı karşıya. Yurtdışından gelen bu saldırı, yurt içindeki internet kullanıcılarından çok dışarıdan Türkiye’deki sitelere girmek isteyenleri etkiledi.
Yetkililer Türkiye’nin tarihinin en büyük ve kapsamlı siber saldırısının ardında Rusya’nın olabileceğine işaret ederken, dünyaca ünlü hacker grubu Anonymous da saldırıyı kendilerinin yaptığını söyledi ve dün bir tweet atarak “Yapan Rusya değildi” dedi.
Dünyanın sayılı siber saldırıları arasında olduğu söylenen bu saldırıyı kimin yaptığını bilmek zor ancak ne olduğunu ve nasıl önlem alınacağı tartışılmaya başlandı bile.

14 Aralık’tan beri ne oldu?

Türkiye’nin karşı karşıya bu siber saldırı bir hackleme operasyonu değil.
Sonu Türkiye’nin internetteki imzası olan “.tr” ile biten bütün internet sitelerini etkileyen, tabiri yerindeyse .tr uzantılı sitelerin karargahı olan merkezin tek elden saldırıya uğraması şeklinde gerçekleşti.
Saldırılar 14 Aralık’ta başladı. Dünyaca ünlü hacker grubu Anonymous üstlenene kadar da sadece kapalı bir grubun yakından takip ettiği, duyurmaya çalıştığı bu saldırı Türkiye’nin gündeminde pek yer almadı.
Zira konuyu takip eden uzmanlardan Dağhan Uzgur’un belirttiği gibi aslında pek çok kişi Facebook ve Twitter üzerinden günlük internet faaliyetini gerçekleştiriyor. Buralarda haber okuyor, buralarda oyun oynuyor.
Bir başka etmen ise gerçekleştirilen bu yoğun saldırı sonucu Türkiye’nin .tr uzantılı sitelerin kapılarını dışarıya kapatması. Yani asıl sorun Türkiye dışından .tr uzantılı sitelere girerken yaşandı.
İnternet gibi soyut ve sıradan insanın nasıl yönetildiğini haliyle bilmeyen biri için özetle ne olduğunu sorduğumuzda iki uzman iki ayrı benzetmeyle tarif etti olayı.

Binlerce kişi aynı anda internetin kapısına yığıldı

Dağhan Uzgur, “bir su borusu düşünün, onun taşıyacağı kapasiteden fazla basınçta su gönderirseniz, ya boru patlar ya akış durur” diye açıkladı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ise dün “ “on binlerce insanın aynı anda kapıya yığılması, içeri girilememesi” şeklinde açıklık getirmeye çalıştı saldırıya.
Image copyrightOther
Özetle söylemek gerekirse saldırının düzenlendiği yer .tr uzantılı bütün internet sitelerinin merkezi olan DNS sunucuları. Bu da .tr adresli bir siteye girmek istediğinizde size yol gösteren bir mahalle muhtarı.
Sadece saniyeler içinde gerçekleşse de .tr uzantılı bir siteye girmek istediğinizde önce bu mahalle muhtarına uğruyor, sonra siteye yönlendiriliyorsunuz. Mahalle muhtarı çalışamaz hale getirildiğinde .tr uzantılı siteler için size yol gösteren merkez işlemez hale getiriliyor ve siz de siteye giremiyorsunuz.

Türkiye saldırıyla nasıl mücadele etti?

Türkiye bu saldırı karşısında ilk tepki olarak “muhtarlığın kapısını kapatmayı” tercih etti. Dağhan Uzgur, “İlk şaşkınlıkla kapıları kapattılar. Bir anda çok büyük bir trafik gelince bir anda ne yapacaklarını şaşırdılar. Sonra gerekli önlemleri alıp yeniden açtılar” diyor.
Peki bu profesyonel bir tepki mi? Uzgur, “Sıkıntı olan konu, bu tahribatın düşünülmemiş olması. Bu önlemler daha önce alınsaydı bunların hiçbiri yaşanmayacaktı” diyor.
Image copyrightulakbim.tubitak.gov.tr
Saldırıyı başından beri takip edenlerden biri olan Efe Kerem Sözeri de saldırının önlenmesinin zor olduğunu belirtiyor.
“DDoS saldırılarını dağınık yapısı nedeniyle engellemek çok zor; çünkü hangi talebin normal talep, hangisinin saldırı talebi olduğunu bilemiyorsunuz, bunları birbirinden ayıramıyorsunuz.
Korunmak da sizin elinizde değil, çünkü saldırganlar kimliklerini gizleyip saldırıyorlar.”

“Önemli olan riskin dağıtılması”

Bu durumu ise şu örnekle açıklıyor: “Her 5 dakikada bir, başka bir kişiymişim gibi sizin sekreterinizi arayıp ‘Rengin Arslan orada mı?’ diye soruyorum. Sekreteriniz de her seferinde sizin ofiste olup olmadığınızı öğrenip bana bilgi veriyor. Fakat benim aynı kişi olup olmadığımı hiç sorgulamıyor. Böylece sekreterinizi bütün gün meşgul ediyorum, başka iş yaptırmıyorum.”
Her ne kadar bu saldırıları engellemek zor olsa da, korunmanın yolları vardı. Bu korunma yolu ise Türkiye’nin uyguladığı kapıları yurtdışına kapatmak yönteminden farklı.
Efe Kerem Sözeri bu yöntemi “riskin dağıtılması” olarak özetliyor.
Türkiye’nin .tr uzantılı adresleri tek merkezde bulunuyordu. Ancak bu siber saldırıdan sonra bunlar farklı merkezlere dağıtıldı. Bu durum aynı zamanda riskin dağıtılması ve tek merkeze bir kerede yapılan saldırıyla sistemin kilitlenemeyeceği anlamına geliyor.

“Saldırı, hedefinin tüm zaaflarını ortaya çıkardı”

Efe Kerem Sözeri, olayın teknik yanından ziyade siyasi boyutunun önemli olduğunu vurguluyor: “Fakat saldırı, hedefinin tüm zayıflıklarını ortaya çıkartmış oldu. Eğer saldırının arkasında bir devlet varsa, maliyet bir sorun değilse, Türkiye daha haftalarca saldırı altında kalmaya devam edebilir, çünkü sistemin zayıf noktası biliniyor” diyor.
Saldırının boyutlarını yakından takip eden Dağhan Uzgur, bugün saldırıların hayli azaldığını belirtiyor. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi artık saldırı düzenlenmemesi. İkincisi ise riskin dağıtılması nedeniyle saldırının daha iyi yönetilebilmesi.
Bu konuyu ilk günden itibaren sayfalarına taşıyan turk-internet.com yöneticisi Füsun Sarp Nebil bunun Türkiye’ye karşı gerçekleştirilenin büyük bir saldırı olduğuna ve bunun mesai saatleri içinde yapılmış olmasına dikkat çekiyor ve Rusya ihtimalinin yadsınamayacağını söylüyor.
Sözeri de, “Bu saldırının stratejik olarak NIC.tr’yi hedeflemiş olması, Türkiye’deki internet yönetimini iyi bilen bir kişi veya grup tarafından yapıldığını ortaya koyuyor. Normal bir sunucuyu değil, sadece DNS sunucularını etkileyecek yöntemlerin de kullanılmış olması, kanımca saldırıyı oldukça profesyonel bir kişi veya grubun yapmakta olduğuna işaret ediyor” diyor.

Saldırıların zararı ne oldu?

Uzmanlara göre bunun en önemli zararlarından biri prestij kaybı. İkincisi ise sitelerin geçici ziyaretçi kaybı.
Dağhan Uzgur, sonu tr ile biten internet sitelerinin yüzde 10 civarında ziyaretçi kaybına uğradıklarını söylüyor. Ancak bu geçici bir kayıp. Daha büyük kayıp riskini anlamak için ise e-ticaret siteleri gibi büyük yatırım gerektiren internet sitelerinin bundan sonra .tr uzantılı site almak konusunda çekimser davranıp davranmayacağını görmek gerekecek.
Uzgur bu son 10 günlük saldırının yarattığı maddi kaybın ne olacağının bilinemeyeceğini de vurguluyor.
Sözeri ise, bu saldırıyı düzenleyen ister Anonymous ister idida edildiği gibi Rusya olsun, “G-20’ye ev sahipliği yapmış bir devletin tek bir saldırı ile dünyanın erişimine kapanmış olması çok ciddi prestij kaybı” diye yorumluyor durumu.
İnternet Haber,İnternet haberleri,internet haberler
http://internet-haberler.com/ulkemize-siber-saldirinin-10-gunun-ozeti/