29 Ocak 2016 Cuma

Anasayfa GÜNDEM Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu oldu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu oldu


Eski Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı oldu.

7 Haziran seçimleri sonrası kurulan seçim hükümetinde Kültür ve Turizm Bakanı olanYalçın Topçu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı olduğu açıklandı. Büyük Birlik Partisi’nin eski Genel Başkanı Yalçın Topçu, Davutoğlu’nun seçim kabinesinde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev almıştı.
Topçu o günlerde yaptığı açıklamada, “Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Devlet emretti, biz de kabul ettik” demişti.
Kararnamenin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanmasının ardından Yalçın Topçu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde göreve başladı.
YALÇIN TOPÇU KİMDİR?
1957 yılında Ardahan’da doğan Topçu, Büyük Birlik Partisi kurucuları  arasında yer aldı.
Ankara kurucu il başkanlığı görevini 1995 yılına kadar üstlenen Topçu,  1996 yılında memuriyet hayatına döndü. 11 yıl Başbakanlık Basın ve Halkla  İlişkiler Müşavirliğinde çalışan Topçu, 2007 yılında işletme müdür yardımcısı  olarak memuriyet hayatından emekliye ayrıldı.
Büyük Birlik Partisi Genel Sekreteri seçilen Topçu, 25 Mart 2009’da  Genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybetmesi üzerine gerçekleştirilen  24 Mayıs 2009 tarihindeki 4. Olağanüstü Kongrede partinin yeni genel başkanı  oldu.
İki yıl kadar sürdürdüğü genel başkanlık görevini 12 Haziran 2011  Milletvekili Genel Seçiminde alınan sonuç üzerine yaptığı yazılı açıklama ile  bıraktığını açıklayan Topçu, 3 Şubat 2014 tarihinde, bir dönem genel başkanlık  yaptığı Büyük Birlik Partisi’nden istifa etti.

Milli Yıldız’a Hapis Şoku!


Cumhurbaşkanı’na hakaret eden Hakan Şükür’ün savunmasını savcı inandırıcı bulmadı. İki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Hazırlanan iddianameye göre; Hakan Şükür Twitter hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı’na ağır içerikli sözlerle saldırdı. Duyarlı bir vatandaşın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı şikayet üzerine hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçu kapsamında soruşturma başlatılan Hakan Şükür ifadesinde söz konusu mesajları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastetmediğini iddia etti.
Soruşturmayı tamamlayan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt Hakan Şükür’ün suça konu mesajında kastettiği kişinin Cumhurbaşkanı olduğunun yoruma yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu belirtti.
Hakan Şükür hakkında iki yıla kadar hapis istemiyle düzenlenen iddianame Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Anasayfa DÜNYA Suudi Arabistan’da Şii camisine saldırı: En az 3 ölü Suudi Arabistan’da Şii camisine saldırı: En az 3 ölü


Suudi Arabistan yetkilileri, ülkenin doğusundaki Mehasin kasabasında Şiilerin gittiği İmam Rıza Camii’nde düzenlenen silahlı saldırıda en az 3 kişinin öldüğünü açıkladı.
Amerikan Associated Press haber ajansına konuşan görgü tanıklarından Muhammed en-Nimr, camide ibadet edenlerin saldırganın üzerindeki patlayıcıyı infilak ettirmesini önlediklerini söyledi.
Muhammed en-Nimr ayrıca güvenlik güçleri ile ambülansların caminin çevresinde olduklarını belirtti.
En-Nimr, 2 Ocak’ta idam edilen Şii din adamı Nimr Bakır en-Nimr’in kardeşi.
IŞİD daha önce Suudi Arabistan’da yaşayan Şiilere saldırılar düzenlemişti.
Nimr Bakır en-Nimr’in idamı ise Şiiler arasında infiale yol açmış, Suudi Arabistan ve İran birbirleriyle diplomatik ilişkilerini kesmişlerdi.

24 Ocak 2016 Pazar

Mustafa Koç’un Tabutuna Osmanlı Sancağı Serildi!


Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatın kaybeden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç için, holdingin Üsküdar Nakkaştepe’deki merkez binasında cenaze töreni düzenlendi.
CENAZEYE SEYMENLER EŞLİK ETTİ
Basın mensuplarının alınmadığı töreninin ardından Koç’un cenazesi Seymenler eşliğinde holding binasından çıkartılarak, cenaze namazının kılınacağı Üsküdar Marmara İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii’ne götürüldü.

aaaa
OSMANLI SANCAĞI İLE UĞURLANIYOR
Öte yandan Mustafa Koç, son yolculuğuna Sadberk Hanım Müzesi’nden getirilen Osmanlı sancağı ile uğurlanıyor. Aynı sancak daha önce de Mustafa Koç’un dedesi Vehbi Koç ve halası Sevgi Gönül’ün 2003 yılındaki cenaze töreninde kullanılmıştı.
333
SANCAĞIN ÜZERİNDE NE YAZIYOR
Mustafa Koç’un tabutunun üzerine örtülen Osmanlı sancağında ise şunlar yazıyor:
Lâ ilâhe İllallâhu el-Melikü’l-hakku’l-mubîn Muhammedun resûlullâh sadiku’l-va’di’l-emîn.
“Hak ve gerçek olan kainatın sahibi Allah’tan başka ilah yoktur. güvenilir ve sözünde sadık Muhammed, onun elçisidir.”

BEYAZ CENAZE ARABASIYLA GETİRDİLER
Bir başka detay ise Mustafa Koç’un cenazesinin törene beyaz bir cenaze arabasıyla getirilmesiydi.
ALİ KOÇ VE ÖMER KOÇ TABUTU OMUZLADI
Mustafa Koç’un cenazesi Koç Holding‘den çıkarılırken kardeşleri Ali Koç ve Ömer Koçtabutu omuzladı. Buradan alınan cenaze Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camisi’ne götürüldü.

Mustafa Koç’un Cenazesinin Kalktığı Cami!


Hayatını kaybeden iş adamı Mustafa Koç’un cenaze namazı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii’nde kılındı. Mustafa Koç’un cenaze namazını İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran kıldırdı. Cenaze namazının ardından helallik almak için konuşan Yaran, cenazenin neden bu camiden kalktığını da anlattı. Müftü, Koç ailesinin bu camiye özel ilgi duyduğunu belirterek, bu geleneğin Vehbi Koç‘tan geldiğini söyledi.
“VEHBİ KOÇ’TAN İTİBAREN İFTAR VERİRLERDİ”
İşte cenaze namazını kıldıran hocanın o sözleri:
“Koç ailesinin Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne özel bir ilgisi vardı. Bilhassa Ramazan aylarında mutlaka merhum Vehbi Koç beyefendiden itibaren burada bir iftar verirlerdi ve ailenin büyükleri de bu iftarda bulunmaya özen gösterirlerdi. Bu vesileyle Mustafa Koç beyefendi de buraya müteatid defalar gelmiştir. Bugün son yolculuğuna buradan uğurluyoruz. Allah rahmet eylesin.”
mustafa-koc-un-cenazesinin-kalktigi-cami-koc-8094248_3315_m
SON DURAK İÇİN CAMİDEN AYRILDI
Rahmi Yaranmustafa-koc-un-cenazesinin-kalktigi-cami-koc-8094248_4529_m‘ın duasının ardından tabut omuzlara alınarak cenaze arabasına taşındı.

Trabzon’daki tüm uçak seferleri iptal edildi


Devlet Hava Meydanı İşletmeleri (DHMİ) yetkilileri, kentte dün başlayan ve özellikle gece saatlerinde etkisini artıran kar yağışı sonucu Trabzon Havalimanı’ndan yapılan iç ve dış hat seferlerinde sabah saatlerinden itibaren aksamalar yaşandığını anımsatıldı.Yetkililer, halen devam eden kar yağışının etkisini artırması ve görüş mesafesinin aşırı düşmesi yüzünden yapılması planlanan tüm iç ve dış hat seferlerinin, hava şartları normale dönene kadar iptal edildiğini kaydetti.Türk Hava Yolları (THY) yetkilileri de olumsuz hava koşulları yüzünden Trabzon Havalimanı’ndan yarın saat 08.30’a kadar yapılması planlanan tüm seferlerinin iptal edildiğini ifade etti.
Kaynak: secure.milliyet.com.tr

23 Ocak 2016 Cumartesi

22 terörist etkisiz hale getirildi


Genelkurmay Başkanlığı, Cizre’de 17, Sur’da 3 ve Çukurca’da 2 olmak üzere 22 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Genelkurmay Başkanlığından, devam eden terör operasyonları kapsamında dün Cizre‘de 17, Sur‘da 3, Çukurca‘da 2 olmak üzere 22 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde, önemli yurt içi olaylara ilişkin bilgi verildi.
Buna göre, dün Şırnak’ın Cizre ilçesinde devam eden operasyonda 17 bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirildi. İlçedeki operasyonda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 429 oldu.
Operasyonda 22 el yapımı patlayıcı imha edildi, 2 Kalaşnikof piyade tüfeği, 8 şarjör, 69 fişek, 1 roketatar, 3 tabanca, 1 lav silahı, 9 av tüfeği ve silahlara ait 411 fişek, 5 el bombası, 9 telsigz, el yapımı patlayıcı yapımında kullanmak amacıyla hazırlanmış 533 kilogram amonyum nitrat, çok sayıda elektrik malzemesi, infilaklı fitil, 200 elektrikli ateşleme tertibatı, 14 tüp, çok sayıda ilk yardım malzemesi ve örgütsel doküman ele geçirildi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde devam eden operasyonda 3 bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirildi. İlçedeki operasyonlarda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 115’e ulaştı. Söz konusu operasyonda 3 el yapımı patlayıcı imha edildi.
Hakkari’nin Çukurca ilçesinde hudut birliğine silahlı saldırıda bulunan 2 bölücü terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi.
Siirt’in Şirvan ilçesinde ise bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı tespit edilen 5 iş birlikçi, vatandaşların ihbarı sonucunda yakalanarak gözaltına alındı. Bu kişilerin evlerinde yapılan aramada 1 Kalaşnikof piyade tüfeği, silaha ait 4 şarjör ve 102 fişek, 3 ruhsatsız av tüfeği ve silahlara ait 61 fişek, 2 ruhsatsız tabanca, silahlara ait 2 şarjör ve 75 fişek, 106 G-3 piyade tüfeği fişeği, el yapımı patlayıcı yapımında kullanılan 40 santimetre uzunluğunda saniyeli fitil ve 20 metre elektrik kablosu, 5 el dürbünü ve 1 kasatura ele geçirildi.
DAEŞ üyesi 6 kişi yakalandı
Kilis Elbeyli’de, Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışan ve terör örgütü DAEŞ üyesi olduğu değerlendirilen 6 kişi, beraberlerinde 8 çocukla yakalandı.
Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık yapan 3 iş birlikçi yakalanarak gözaltına alındı. Bu kişilerin evlerinde yapılan aramada 2 av tüfeği, silahlara ait 30 fişek, muhtelif örgütsel doküman ve elektronik malzeme ele geçirildi.
Şırnak’ın Silopi ilçesinde, Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 1 bölücü terör örgütü mensubu terörist, güvenlik güçlerine teslim oldu.

Rus savaş gemileri Akdeniz’e iniyor iddiası!


Çanakkale Boğazı’ndan peş peşe geçiş yapan Rus Donanması’na ait 151 borda numaralı ‘Azov’ ile 127 borda numaralı ‘Minsk’ isimli savaş gemileri, Akdeniz’e gitmek üzere yol aldığı iddia ediliyor!

Çanakkale Boğazı’ndan peş peşe geçiş yapan Rus Donanması’na ait 151 borda numaralı ‘Azov’ ile 127 borda numaralı ‘Minsk’ isimli savaş gemileri, Akdeniz’e gitmek üzere yol aldığı iddia ediliyor!
Rus Donanması’nın Karadeniz Filosu’na bağlı 151 borda numaralı Azov ile 127 borda numaralı Minsk isimli savaş gemileri, bugün saat 11.30’da Marmara Denizi’nden Çanakkale Boğazı’na giriş yaptı. Her iki gemi de saat 13.00’te boğazda manevra yapılması en güç nokta olan Nara Burnu’nu döndükten sonra Çanakkale önlerine ulaştı. Savaş gemilerine, Türk Sahil Güvenlik botu da eşlik etti.
Rus savaş gemileri Azov ile Minsk, Kilitbahir Köyü’nde dağda bulunan ‘Dur Yolcu’ yazısının ve ardından da Kilitbahir Kalesi’nin önünden geçerek yoluna devam etti. Savaş gemileri, 36 millik Çanakkale Boğaz geçişini saat 14.00’te tamamlayarak Ege Denizi’ne açıldı. Her iki savaş gemisinin de sıcak gelişmelerin yaşandığı Suriye’nin de bulunduğu Akdeniz’e indiği ileri sürüldü.

İşte Sherlock’un 4. Sezon Tarihi!


1 Ocak’ta yayınlanan özel bölümüyle ağzımıza bir parmak bal çalan Sherlock, yeni sezon için en muhtemel yayın tarihini duyurdu. Tahmin edebileceğiniz gibi bu tarih pek de yakın bir zaman değil.
Eğer siz de BBC‘nin yayınladığı Sherlock serisinin bir hayranıysanız, serinin severlerinin yaşadığı sıkıntıyı çok iyi anlıyorsunuz demektir. Film tadında üç bölümün ardından biten sezonun devamını senelerce beklemek her hayran grubunun yapabileceği bir iş değil. Ancak ne yazık ki durum daha iyiye gitmiyor. Bunun tek sebebi ise Benedict Cumberbatch‘in yoğun planları.
Yeni sezonun yayın tarihi için 2017‘yi işaret eden yayın şirketi PBS’in başkanı Paula Kerger, Benedict Cumberbatch’in yoğun çalışma programının sezonlar arasındaki uzun bekleyişin sebebi olduğunu belirtiyor. Haksız da sayılmaz. Popülerliği bir hayli artan Cumberbatch’in son dönem dahil olduğu filmlere baktığımızda Black Mass ve Dr. Strange‘in yanı sıra pek çok duyurulmuş, çekim aşamasında ya da yeni tamamlanmış filmin olduğunu görüyoruz. Sherlock’la beraber geri gittiğimizde ise aynı şekilde The Imitation Game, Hobbit, Star Trek Into Darkness gibi pek çok önemli yapımda yer alıyor. Bu da işleri zora sokuyor.
Yine de 2017 tarihi ağızlardan çıktığına göre takvimlerde ocak ayının ilk haftasınıişaretlemekte fayda var. Özel bölüm de dahil olmak üzere tüm sezonların ocak ayında yayınlandığı düşünülürse belki gelecek yıla da Sherlock ile başlayabiliriz.

Dolandırıcılar bu kez Muazzez Ersoy’u hedef aldı


Polis gibi davranarak, şarkıcı Muazzez Ersoy’u 100 bin lira dolandırmaya çalışan şahıs suçüstü yakalandı.

Kendilerine polis süsü verip şarkıcı Muazzez Ersoy‘un oğlu diye asistanı arayarak dolandırmaya çalışan şahıs suçüstü yakalandı.
Polis gibi davranan şüpheli, Ersoy’un oğlu zannettiği, ünlü şarkıcının asistanı olduğu belirtilen Azerbaycan uyruklu asistanı Azer D’yi arayarak “Biz terör polisiyiz, hesaplarınız terör örgütünce ele geçirildi. Şüphelileri yakalamak için 100 bin liralık yardımınıza ihtiyacımız var” dedi.
Şüphelinin istediği 100 bin lirayı ayarlayacağını söyleyen Azer D, telefondakinin dolandırıcı olduğunu anlayarak durumu polise bildirdi.
Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, plan yaparak Azer D’nin şüpheliyle tekrar konuşmasını istedi.
Bunun üzerine şüpheliyi arayan Azer D, “Anneme ait olan kartları kullanarak istediğin parayı çektim, Etiler’de buluşalım” diye konuştu.
Şüpheli A.B, buluşma noktasında Azer D’nin elindeki poşeti almak üzereyken, çevrede bulunan polis ekipleri tarafından suçüstü yakalandı.
Azer D’nin sosyal medya hesaplarında Ersoy soyadını kullanması ve Muazzez Ersoy’la birçok fotoğrafının bulunması nedeniyle, şüphelinin Azer D’yi Ersoy’un oğlu zannettiği için dolandırmak istediği belirlendi.

Sokakta kağıt toplayandan mal alana 140 bin TL ceza


Sokakta kağıt toplayanlara yönelik düzenleme fırsatçılara yaradı
TÜRKİYE’de, sokaklardan katı atık toplayan kişilerin sayısı, Suriyelilerin de katılmasıyla hızla artınca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçti.
Bakanlık, 2005 yılında bu konuyla ilgili yaptığı düzenlemeye göre, kayıt altında olmayan kişilerden atık malzeme alan işyerlerine 140 bin TL para cezaları uygulanacağını belirtti. Ancak, bu gelişmeyi fırsata çevirenler de oldu. Kağıtları, kaçak olarak alan bazı işyerlerinin, artık kilogramda 25 kuruş yerine 15 kuruş ödediği ileri sürüldü.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sokaklarda katı atık toplanmasına yönelik olarak, 2005 yılında bir düzenleme yaptı ve yönetmelikle de bunu tüm birimlere bildirdi. Ancak aradan geçen sürede bu denetimler, istenilen sıklıkta yapılmadı. Suriye’den gelen sığınmacıların da Türkiye’nin çeşitli illerinde para kazanmak için katı atık toplamaya başlaması, bu sayıyı arttırdı. Ülke genelinde gayri resmi rakamlara göre, yaklaşık 3 milyon kişi, katı atık toplayıp geçimini sağlamaya başladı.
ARTAN RAKAM BAKANLIĞI HAREKETE GEÇRİDİ
Katı atık toplayanların sayısının hızla artıp kontrolden çıkması, çöplerden hiçbir hijen kuralına uyulmadan, hastalık bulaşma riskine rağmen atık toplamanın sürdürülmesi, bunun yanında güvenlik zafiyeti de oluşması üzerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, atık kağıt alımı yapan firmalara tebligatta bulundu. Onlara, 2005 yılındaki düzenlemeyi yeniden hatırlattı. Kayıt altında olmayan sokak toplayıcılarından kağıt alan işyerlerine 140 bin TL para cezası verileceği açıklandı. Bu gelişme, hem atık toplayan sokaktaki kişileri hem de alımı yapan işyeri sahiplerini tedirgin etti. Bazı işyerleri bu alımı durdurdu. Bazı işyerleri de bu alımı kaçak yollardan ama fırsata çevirip yaptı. Eskiden kilosuna 25 kuruş verdiği atık kağıda bu kez 15 kuruş vermeye başladı. Topladığı atık kağıtlar ellerinde kalan toplayıcılar da bu rakamı kabul etmek zorunda kaldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, sayıları giderek artan kağıt toplayıcıların gelecekte toplumsal bir sorun haline gelmemeleri için denetimlerin sıklaştırıldığını, önümüzdeki günlerde de yetkili alıcı firmalarla belediyelerin, ortak çalışma yapacaklarını, sisteme entegre edileceğini açıkladı.
“İŞVEREN BU ŞEKİLDE TOPLANAN ÜRÜNÜ ALMAK İSTEMEZ”
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdoğan Çiçekçi, konuyla ilgili bugüne değil, 2004 yılına bakılması gerektiğini, atıkları vahşi toplayıcı denilen sokakta çalışanlar yerine AB standartlarında firmaların yapmasının planlandığını ifade etti. Düzenlemeye göre, firmaların bir ekip kurması ve özel kıyafetler de hazırlamaları gerektiğini anlatan Çiçekçi, “Kağıtlar, plastik ve cam şişeler, atık yönetmeliğine göre kaynağında ayrılması lazım, yani evlerde ayrılması lazım. Bu belediyelerin yetkisinde. Belediyelerin bunlara uygun depolar yapmaları lazım. Bunlar yapılmayınca yönetilmelik çıksa da yine gidip çöp bidonlarından mutlaka kağıtları toplayanlar çıktı. Daha sonra toplanan bu ürünler, ara kullanıcılara satılıyor. Bu sistem doğru sistem değil. Türkiye’de bir şeyi önlemek için çok büyük cezalar, sanayicilerin önüne konmamalı. Bunun yerine, bunun alt yapısını oluşturarak hareket edilmesi lazım” dedi. Konuyu sadece bir bakanlığın da çözemeyeceğini savunan Erdoğan Çiçekçi, “Ayrıca bu iş sadece bir bakanlığın yapacağı bir şey değil. ‘Ben yönetmelik çıkardım’ demesiyle olmuyor. İçişleri Bakanlığı’nın da, çalışmaya ortak olması lazım. Toplumca, geri dönüşümün ne kadar önemli olduğu bilincinin oluşması lazım. Bakanlığa yaptığımız ziyaretlerde destekler istedik. Lisanslı toplayıcılar için belediyelerin de kaynağında atıkları ayırma sistemini geliştirmelerini istedik. Bunun için katı atık bertarafıyla ilgili herkes her ay su faturalarımızda katı atıklarının ayrılması için para ödüyoruz. Bu paralarla bazı belediyeler bunları bitirdi, bazıları yapmadı. Bunun için belediyeler, kaynağında yöntem geliştirmezse, bu kağıtları yine iş edinip toplayan çıkar. Sanayici esasen, ne olduğu belli olmayan bu kaynaklardan ürün alınmasının taraftarı olamaz. Lisanslı toplayıcılardan almak ister. Burada en büyük rol belediyelere düşüyor” dedi.
ÇOK ÇALIŞIYORLAR ARTIK DAHA AZ KAZANIYORLAR
Her gün soğuğa, yağmura, kara aldırış etmeden kilolarca ağırlıktaki atıkları, çöpleri karıştırarak toplayan ve evlerini geçindirmeye çalışan sokaktaki toplayıcılar, bu sistemde en mağdur olan taraf oldu. Bu toplayıcılardan Erdal Uslu, “Kağıt alımı bir ara yasaklandı. Alım durduruldu, fabrikalar almamaya başladı. Arkadaşların kimi biriktirdi kimi toplamadı, şu anda alımlar başladı ama fiyat düşürerek başladı. Çalışanlara sigorta yapılması, çalıştırdıkları kişilere kıyafet verilmesi durumunda toplanabileceği söylendi. Ben emekliyim, ama ev geçindirmeye çalışan binlerce insan var. Günde 20 – 30 TL yevmiye almak için çabalıyor. Bu ellerinden alınırsa, o insanlar ya hırsızlık yapacak ya da başka yola girecek” dedi. Her gün en az 12 saat çalışan ve böbrek hastası bebeğinin tedavi giderlerini karşılamaya çalışan Rıdvan Dağlı da, “Kağıt toplama yasaklandı, kim yasakladı bilmiyorum. Şimdi evde biriktiriyoruz. Tekrar alımlar başlarsa bizim için iyi olur. Bu iş zor, ben hükümlüyüm, iş bulamıyorum. Evliyim, çocuğum var geçinmek için bu işi yapmak zorundayım. Çocuğum böbrek hastası. Bu konuda bir an önce yeni düzenleme olması lazım” diye konuştu. Toplayıcılardan Kemal Türksoy ise, “Alımlar, yasaklandı. 5 – 6 gün yasaklandı yine toplanmaya başladık. İşler eskiden iyiydi. Kilosunu 25 kuruştan satıyorduk. Şimdi 15 kuruşa almaya başladılar. ‘Yasaklandı diye fabrika almıyormuş’ dediler. Bunun için bizden alımları ucuzlattılar. Ekmeğimiz için çalışıyoruz. Günde en az 14 saat çalışıyoruz. Yasak ama herkes yapıyor, başka da iş bulamıyorum” dedi.

Tacikistan’da gözaltına alınan avukatlar Türkiye’ye geldi


Tacikistan’da gözaltına alınan İHH Yönetim Kurulu ve Hukukçular Derneği üyesi Gülden Sönmez, Uluslararası Hukukçular Birliği üyesi Emine Yıldırım ve tercümanları Zaur Beg, İstanbul’a geldi.
Tacikistan‘da gözaltına alınan Türk avukatlar yurda döndü.
İHH Yönetim Kurulu ve Hukukçular Derneği üyesi Gülden Sönmez, Uluslararası Hukukçular Birliği üyesi Emine Yıldırım ve tercümanları Zaur Beg, THY uçağıyla Duşanbe’den İstanbul’a geldi.
Türk avukatlar heyeti, Tacikistan hükümetinin tutukladığı Tacikistan’daki İslami Kalkınma Partisi üyeleri arasında bulunan SİPAR Avukatlar Birliği üyesi hukukçularla dayanışma içinde olduklarını göstermek amacıyla 20 Ocak’ta Duşanbe’ye gitmek üzere Atatürk Havalimanı’na gelmiş ancak 6 kişilik heyetten sadece Sönmez, Yıldırım ile tercüman Beg’in Tacikistan’a gitmesine izin verilmişti.
Heyet üyeleri, programları uyarınca önceki gün bazı tutuklu yakınları ve avukatlarıyla görüşmelerinin ardından dün Tacikistan polisi tarafından gözaltına alınmıştı.
Hukukçular Derneği’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada 2 Türk avukat ile tercümanlarının dün saat 17.30’da kaldıkları otelde Tacikistan polisi tarafından gözaltına alındığı duyurulmuştu. Ortak bir açıklama yayımlayan Hukukçular Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği ve Hukukun Üstünlüğü Platformu, Tacikistan hükümetine, gözaltına alınan avukatlara yönelik hukuksuz uygulamayı bir an önce sonlandırması çağrısında bulunmuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün gece sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, avukatların THY uçağıyla Duşanbe’den İstanbul’a geleceklerini bildirmişti.
 “Bizi alıp götürmeye çalıştılar ama direndik”
İHH Yönetim Kurulu ve Hukukçular Derneği üyesi Gülden Sönmez, Tacikistan’da gözaltına alınmalarına ilişkin, “Bizi alıp götürmeye çalıştılar ama direndik. Onların aracına binmeyi reddettik. Zaten ülkeden hemen çıkacağımızı da beyan etmiştik. Havaalanında 12 saat gözlem altında tutulduk. Uçağa bininceye kadar cep telefonlarımız ve pasaportlarımız bize verilmedi” dedi.
Sönmez, THY’nin tarifeli uçağıyla sabah saatlerinde Türkiye’ye döndükten sonra Atatürk Havalimanı’nda gazetecilere yaptığı açıklamada, Tacikistan’da siyasi düşüncelerinden dolayı tutuklanan ve kötü muamele görenlerle ilgili bir tespit çalışması yapmak için bölgeye gittiklerini söyledi.
Ziyareti resmi olarak gerçekleştirdiklerini anlatan Sönmez, Duşanbe’ye inmelerinin hemen ardından Tacikistan Başsavcılığı’na giderek insan hakları heyeti olarak tutuklularla ilgili bir çalışma yapacaklarının bilgisini verdiklerini kaydetti.
Sönmez, “Tutuklular çok ciddi ve ağır suçlamalarla muhataptılar. İnsan haklarını savunan hukukçularız. Hukukçu organizasyonunun temsilcileriyiz. Ziyaret amacımız, mümkünse gözaltında olan kişileri tutuldukları yerde görmek, mümkün değilse yakınlarından bilgi almak ya da her halükarda onların yaşadıkları ihlalleri hem Türkiye’ye hem de İslam dünyasına taşımaktı” diye konuştu.
Kaldıkları otele sabah 05.00 sularında bir grubun gelerek kendilerini gözaltına almak istediğini aktaran Sönmez, tercümanlarının resmi kıyafetli olmayan grup tarafından gözaltına alındığını, fiziksel müdahaleye uğradığını, kendilerinin ise gruba direndiğini söyledi.
Sönmez, şöyle konuştu:
“Pasaportlarımızı almaya çalıştılar. Cep telefonlarımızı aldılar. Kim olduklarını sorduğumuzda istihbarat görevlileri olduğunu anladık. Bizi alıp götürmeye çalıştılar ama direndik. Onların aracına binmeyi reddettik. Zaten ülkeden hemen çıkacağımızı da beyan etmiştik. Havaalanında 12 saat gözlem altında tutulduk. Uçağa bininceye kadar cep telefonlarımız ve pasaportlarımız bize verilmedi.”
Türkiye’nin desteğini her an hissettiklerini kaydeden Sönmez, Türkiye’den gelen mesajlarla, kendilerini gözaltına almak isteyen kişilerin tavırlarının olumlu yönde değiştiğini aktardı. Sönmez, “Sayın Cumhurbaşkanımıza, sayın Başbakanımıza, Tacikistan büyükelçilik görevlilerine, hukukçu meslektaşlarımıza ve bizi destekleyen herkese teşekkürü bir borç biliyorum” dedi.
Tacikistan’daki gözlemleri ve yaşadıklarıyla ilgili bir rapor hazırlayacaklarını belirten Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün dünya kamuoyuna seslenişimiz, lütfen herkesin gözü Tacikistan’da olsun. Resmi siyasi bir partinin temsilcisi olmaktan başka hiçbir şeyleri olmayan İslami bir partinin temsilcilerine, üyelerine ve destekleyenlere özgürlüğün ulaşması için bütün emeğimiz ve gücümüz onlarla birlikte olsun. Bütün dünyanın desteğine ihtiyaçları var.”
Tacikistan’a giden heyet arasında yer alan Uluslararası Hukukçular Birliği üyesi avukat Emine Yıldırım da Tacikistan’daki tutuklamaların en yakında zamanda son bulmasını temenni ettiklerini vurgulayarak, “Bu alanda bir kamuoyu oluşturulması gerekiyor. Biz de bunun için elimizden geldiğince çalışacağız. Kabul ederlerse tutuklularla görüşmeye tekrar gideceğiz” dedi.

İstanbul metrosunda bomba paniği


Şişli-Mecidiyeköy Metrosu‘nda yolcu turnikeleri yakınında fark edilen şüpheli paket nedeniyle, istasyonda yaklaşık 30 dakika hizmet verilemedi.
Metro İstasyonu‘nda güvenlik görevlileri yolcu turnikeleri yakınında sahipsiz bir paket fark etti. Bu sırada çevrede güvenlik şeridi oluşturan görevliler, saat 8.30’da istasyonu yolcu giriş-çıkışlarına kapattı.
Bomba imha uzmanlarının yaptıkları incelemede, pakette bir suç unsuru bulunamadı. Bunun üzerine metro istasyonu hizmete açıldı.Hafta sonu olması nedeniyle, istasyon kapısında bekleyen az sayıda yolcu saat 9.00’da içeriye alındı.Bu sırada metro seferlerinin devam ettiği, sadece metronun Şişli-Mecidiyeköy İstasyonu’nda durmadığı belirtildi.

22 Ocak 2016 Cuma

Whatsapp mesajlarını çaktırmadan okumak mümkün!


WhatsApp’ın yapmış olduğu güncellemeler sonrasında mesajların karşı tarafta okunduğunu bilmek artık basit bir iş. Ancak bu basitlik bazen beraberinde küçük dezavantajları da  getirebiliyor.
Bazen okunan mesajlarınıza çabuk cevap vermek zorunda gibi hissedebiliyorsunuz. Ancak durumunuz veya vaktiniz müsait olmadığı için buna fırsat bulamayabiliyorsunuz. Ya da içinde bulunduğunuz ruh hali sizi cevap yazma gerekliliğinden uzak tutabiliyor. İşte bu noktada karşı taraf bilmeden mesajları okumanın bazı yollarını öğrenebilirsiniz. İşte o yollardan bazıları:
Telefonu uçak moduna alın
Mesajları okumadan önce uçak modunu açın. Bu durumda karşınızdaki kişiye mesajı okuduğunuza dair bir mesaj gitmeyecek. Ancak uçak modundan çıkmadan önceWhatsapp‘ı kapattığınızdan emin olun. Yoksa karşı tarafa okundu işaretinin gitmesi işten bile değil.
WhatsApp widget’ını kullanın
Gelen mesajları giriş ekranınıza ekleyeceğiniz bir widget üzerinden de okuyabilirsiniz. Bu durumda karşıdaki kişiye okundu bildirimlerinin gitmediği belirtiliyor.
Okundu onaylarını kapatın
Ayarlar > Hesap > Gizlilik altından okundu onaylarını kapatmanız mümkün. Ancak bunu yaptığınızda kendi mesajlarınızın okunup okunmadığını da öğrenemeyeceksiniz (grup mesajları dışında).

Leyla Zana Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu istedi


HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu talebinde bulunduğu ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Zana Cumhurbaşkanı ile görüşmek üzere randevu talebinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın randevu talebine olumlu ya da olumsuz henüz bir yanıt vermediği öğrenildi.
Meclis’te yemin metnini değiştirdiği için yemini geçersiz sayılan Zana halen milletvekili yemini etmedi.
Adı süreç kapsamında son olarak Cumhurbaşkanlığı sofrasında gündeme geldi. Katılımcıların bir kısmı Leyla Zana ile görüşülmesi yönünde öneride bulundu.
Zana çözüm süreci başlamadan önce 2012 yılında “bu sorunu çözerse Erdoğan çözer” demiş, yine randevu talebinde bulunarak Erdoğan’la bir araya gelmişti.
Cumhurbaşkanı ise bir kaç gün önce yaptığı açıklamada, “önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne onun güdümündeki parti asla muhattap alınmayacaktır o iş bitmiştir ” mesajını vermişti.

KARNE GÜNÜ OKULDA PATLAMA!


Karne günü okula bomba

Diyarbakır’ın merkez Bağlar İlçesi Lezgin Avcı Caddesi’nde bulunan Çelebi Eser Ortaokulu’nda bu sabah öğrenciler karnelerini almak için okul bahçesinde beklediği sırada, PKK’lılar okul bahçesine duvarın arka tarafından el yapımı patlayıcı attı. Saat 08.24’de atılan patlayıcının şiddetli bir şekilde infilak etmesi sonucu, bahçede yakında bulunan öğrencilerden 5’i yaralanırken, okulun bazı camları da kırıldı. Patlama nedeniyle büyük panik yaşayan öğrenciler, okul bahçesinden dışarıya kaçmaya çalıştı. Haber verilen 112 acil servis ekipleri gelene kadar yaralı öğrencilere ilk müdahale öğretmenleri tarafından yapıldı. Yaralı çocuklar ambulansla Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Patlamadan bir süre sonra okuldaki çocukları karneleri dağıtıldı.

15 Ocak 2016 Cuma

Siirt’te Çatışmada Acı Haber : 1 polis şehit


SİİRT kent merkezindeki iki ayrı mahallede terör örgütü PKK’nın hücre evi olduğu belirtilen 2 adrese baskın düzenleyen güvenlik güçlerine içeriden ateş açıldı.
SİİRT kent merkezindeki iki ayrı mahallede sabah saatlerinde gerçekleştirilen ve 2 PKK’lının öldürüldüğü, 2 polisin yaralandığı çatışmada, 3 PKK’lının daha öldürüldüğü ve 1 polis memurunun şehit olduğu belirtildi. Halen devam eden çatışmada sabah saatlerinden bu yana toplam 5 PKK’lı öldürüldü.

(DHA)

14 Ocak 2016 Perşembe

Ronaldo, Filistinli Küçük Ahmet ile Buluşacak!


Real Madrid’in Portekizli oyuncusu Cristiano Ronaldo’nun, Yahudi yerleşimcilerin saldırısında ailesi yanarak can veren, kendisinin de vücudunun yüzde altmışı yanan dört yaşındaki Filistinli Ahmet Devabişe ile buluşacağı bildirildi.
Filistin asıllı Amerikalı iş adamı Faruk Şami, Ahmed’in Madrid’e giderek Portekizli yıldızla buluşması için gerekli hazırlıkları kendisinin üstlendiğini söyledi.
Raya Haber Ajansı’na konuşan Şami, Ahmet için elinden geleni yapmanın kendisi için ‘milli bir görev’ olduğunu belirtti. Şami, ziyaretin ne zaman gerçekleşeceğinin ise henüz netleşmediğini ifade etti.
Real Madrid’den yapılan açıklamada da ‘Filistin Büyükelçiliğinden gelen talep üzerine Ahmet’i ağırlamayı kabul ettikleri’ kaydedildi.
Batı Şeria’nın Nablus kenti yakınlarındaki Duma beldesinde Filistinlilere ait bir evin 31 Temmuz sabahı Yahudi yerleşimciler tarafından kundaklanması sonucu ailenin 18 aylık bebeği Ali Devabişe yanarak hayatını kaybetmiş, anne, baba ve 4 yaşındaki diğer çocukları Ahmed ağır yaralanmıştı.
Filistin ve uluslararası toplumda büyük infiale yol açan saldırının ardından, baba Saad (31) ve anne Riham Devabişe (28) tedavi gördükleri hastanede hayatını kaybetmişti. Aile bireylerinden tek sağ kalan Ahmed ise vücudunun yüzde altmışı yanmış olarak hastanede tedavi altında tutuluyor.
Devabişe ailesinin başına gelenler, son dönemde Filistinlilerle İsrail güçleri arasında artan çatışmaların en önemli sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.
AA

Diyarbakır uçağında ‘silah’ paniği


Sabiha Gökçen Havalimanı’nda, İstanbul’danDiyarbakır’a sefer yapan yolcu uçağında silah olduğu ihbarı hareketli saatler yaşanmasına neden oldu.

Olay, saat 19.00 sıralarında İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda İstanbul-Diyarbakır seferi yapacak olan bir havayolu şirketine ait uçakta meydana geldi. İddiaya göre, uçuş için pistte sıra bekleyen uçaktaki kabin görevlilerine, havalimanındaki görevliler tarafından bir yolcunun çantasında çok sayıda tabanca olduğu ihbar edildi. İhbar üzerine uçağın 12E numaralı koltuğuna gelen görevliler, yolcunun çantasında inceleme yaptı. Yapılan incelemede görevliler, çantanın içerisinde çok sayıda tabanca buldu. Bunun üzerine çantanın sahibini araştıran görevliler, bir süre sonra yolcuya ulaştı.
Kabin görevlileri çantanın sahibi yolcuya, tabancaların paketlenmediği için uçuş sırasında oluşan basınçtan dolayı patlama etkisi oluşturabileceğini söyledi. Yolcu ise kendisinin emniyet mensubu olduğunu belirterek, görevlilere uçağın dışında konuşmak istediğini ifade etti. Görevlilerle birlikte piste inen yolcu, uçaktaki 6 arkadaşıyla birlikte görev için Diyarbakır’a gittiğini söyleyerek 20 dakika boyunca görevlileri ikna etmeye çalıştı. Ancak görevliler izin vermeyince çantanın sahibi yolcu, 6 arkadaşı ile birlikte uçaktan indirildi.
Uçak yaklaşık 45 dakika sonra Diyarbakır’a uçtu.